Baskı
altındaysanız, aklınız dün olan, yaşanmış bir şeye fena halde takılmışsa, bir
günde 24 saat değil de 60 dakika varmış gibi hissediyorsanız, ihtiyacınız olan
her şey elinizin altında ve size verilmiş olmasına rağmen, bölünmüşlüğünüzün
sonucu olarak, hayat hiç de istediğiniz gibi olmayacak.
Oysa karşınıza
çıkan her problem, (büyük istisnalar dışında) emin olabilirsiniz ki, siz, en
iyi siz olunca, kolayca çözülebilir.
Mesele o
problemin karşısına yüzde kaç’ınızla çıktığınızdır. Sizin en iyi haliniz, siz
de biliyorsunuz ki, her şeyin üstesinden gelebilecek kadar yenilmezdir. Problem
dediğiniz şey, karşısında %100 siz’i bulursa, bunu hissedecek, duruşunuz
karşısında eriyip yok olacaktır. Çünkü problemler duygulardan oluşur.
Ne var ki,
modern dünyanın cilvesi, hayatımızın büyük bir çoğunluğunu baskı altında
yönetmeye çalışırız. Dün olan ve çoktan yok olan, dünde kalması gereken onca
şeyi, gitgide büyüyen, ağırlaşan bavullara yerleştirir, bu da yetmez zihnimizde
düğümler atarız, sırtımızda taşırız. Bu yüzden, bırakın %100’ümüzle orada
olmayı, %50’den bile medet umar, potansiyelimizi küçümser, bize verilene
haksızlık ederiz.
Oysa böyle
yürümez işler ve bunu siz de biliyorsunuz. Hayatın her an’ı, kendi enerjisi,
kendi kimliği ile çıkar karşımıza. Bir kez daha tekrarlamak pahasına, duyguları
vardır ve sezileri çok kuvvetlidir. Sizi bir bakışta tanır. Yüzde kaçınızla onu
karşıladığınızı hemen anlayıverir.
Hayatı kaç
yıl yaşamış olursak olalım, unutamadığımız an’larımız vardır. Beynimize
nakşedilmiş, hafıza hücrelerimize sonsuza kadar brand edilmiş resimlerimiz, ses
dosyalarımız vardır. Evliyseniz “evet”
an’ını unutabilir misiniz ? Reklamcıysanız, büyük bir konkuru
kazandığınız an’ı ? Futbolcuysanız, ülkenizi finallere götüren o son dakika
golünü ? Peki ya ehliyet sınavınızı ? ilk öpücüğünüzü ? İlk cinsel deneyiminizi
? Bütün bu an’ların ortak bir özelliği var. Her birinde %100 oradaydınız. Dün
akşam bitiremediğiniz işiniz, yarın akşam ne yemek yiyeceğiniz aklınızın
ucundan bile geçmiyordu. Ve o an, işte bunu anladı. Size saygı duydu.
Zihninizi, bir daha hiç unutmayacağınız şekilde sonsuza kadar kucakladı.
Yaşadığımız
her an’ı ve özellikle de karşımıza çıkan problematik an’ları, Yüzde 100’le
karşılayabilmek, sadece bir güç gösterisi değildir. Saygınlık, beceri, şükran
gibi olguları temsil eder. En önemlisi de yanında sabrı ve süküneti getirir.
Aceleciliği, paniği, korkuyu def eder. Kazanmanın, istediğiniz sonuca
ulaşmanın, çözümlerin anahtarlarını avucunuzun içine bırakır.
Öyle
önemlidir ki bu konu, anlar ve uygulayabilirseniz %100 olur, mümkün olan
herşey.