"...when you see faults in no one but yourself, you start to grow. when there is no "others" to accuse but yourself, you start to own. when you realize that there is no one to fight but yourself, you start to win.

Captivating an audience isn’t rocket science but it is a science; the advertising industry has been fine-tuning it for decades and their methods for engaging an audience translate seamlessly. Whatever the event, wherever the venue, a receptive audience is critical. Drama and humor, whimsy and elegance are some of the mechanisms you need to employ to draw focus from distractions of everyday life and on to your message. This fluent belief and the drive of some of our clients have convinced us to move onto "event planning" dicipline. Inspired events, with all its glory and creativity, at your service.

Bir zamanlar müşterim,her zaman dostum - Sevgili Metehan Uyan, artık bir dondurma taciri. Yeni işinde önlenemez başarılar dilerim. (düşük kalorili ama tam lezzetli dondurma istiyorum)

  

Pazar gecesi bir basketbol maçı oynanıyor. Fenerbahçe yönetimi kendi taraftarına “maça gitme” çağrısı yapıyor. Laf dinlemeyiz ya… İki uzun saçlı araya sızıyor. Galatasaray’ın basketbol seyircisi yok. Bu yüzden çubuklu formalı futbol fanatikleriyle karşılaşıyor. Parmağını gösteriyor. Olanlar oluyor.

Şimdi iki kulübü de büyük cezalar bekliyor. Güçlükle sakinleşen futbol gündemi yeniden alev alıyor. Yöneticiler bağırıyor, küsüyor, özür dilemem diyor ve spor ekonomisi üzerinden hayatlarını kazanan 2.000.000 kişinin geleceği yeniden riske giriyor.

Biz, aylardır sports marketing üzerine verimli iş modelleri kurgulayabilmek için şehir şehir dolaşıyoruz. Bu ülkenin en önemli fikir insanları, devletle birlikte zamanlarını bunun için harcıyor. Pasta büyüsün, daha fazla insan para kazansın, daha nitelikli bir taraftar oluşsun derken, bir sarışın kadın parmak gösteriyor, binlerce kırmızılı sahaya iniyor.

Söyleyecek o kadar çok şey var ki… Söyleyecek tek bir kelime bile yok !

Aylardır uğraştığımız herşeyin bir maç içinde gözlerimizin önünde eridiğini gördük. Ne mi yapacağız? Tabii ki yeniden başlayacağız. We never give up.