
Görmemiş olabilirsiniz. Izmir'li bir dostumuzun özel koleksiyonundan. Yanılmıyorsam Fissenger'in Haziran ayı tetkikinden hemen sonra. Yatak ve şezlong istirahatinin zaruri kılındığı Haziran 38 günlerinden...
Bu kişisel bir yorum biliyorum ama gözlerinde yorgunlukla beraber derin bir hayal kırıklığı. Oysa hala yapacak ne çok şey var.
At sırtında kat edilmiş 8000 km yol. dinlenmeye vakit yok. durup da ters giden şeylere hayıflanmak yok. korkuya hiç yer yok.
Rütbelerini söküp atmış, sadece düşmana karşı değil dünyaya karşı kendini yalnız bırakmış ama yatılı bir koğuşta kurduğu ölümsüz bir düşü çok hızlı tamamlamış. Bu yüzden de artık yaşlanmış.
Keşke... diyesi geliyor insanın. Keşke bu kadar hızlı yapmasaydı. Biraz yavaşlasaydı, bu kadar iyi, bu kadar inatçı olmasaydı, bu kadar benzersiz, kimsenin erişemeyeceği kadar geniş ufuklu olmasaydı. Özgür Türkiye düşü gerçek olmadan asla ölmeyecekti ya, o zaman daha uzun yaşardı. Bu resim bu kadar hüzünlü olmazdı, bir yerlerde at üstünde, uzakları seyrediyor olurdu.
Ben spor'a düşkünümdür ya, Kurtdereli'ye yazdığı bir mektupla bitireyim :
"...Kurt Dereli Mehmet Pehlivan,
Seni, cihanda büyük ün almış bir Türk pehlivanı tanıdım.
Parlak muvakkatiyetlerinin sırrını şu sözlerle izah ettiğini de öğrendim;
"Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürüm"
Dediğini en az yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü, Türk sporcularına bir meslek düsturu olarak kaydediyorum. Bununla, senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduğumu anlarsın..."
Gazi M. Kemal