Dun akşamki toplantı... Kalabalıktı. Hararetliydi. Uzun sürdü ve bitti.
Arabaya
bindim. Sarı dev de yanıma oturdu. Biraz toplantıdan bahsettik. Biraz
da paşa'dan. Konuşurken aklıma getirdikleri, sabah oldu, hala bende
kaldı. Öyleyse yazmalıyım. (Biraz sert olacak ama yazmalıyım.)
Ders kitaplarından öğrenmiştik. Paşa atına bindi. Sağ elini kaldırdı. "Ordular" dedi. "ilk hedefiniz Akdeniz".
Yani
atına binip, bir sağa, bir sola bakmadı. "Ya, bu aralar sıcak olur
orası, acaba karadeniz'e mi gitsek" demedi. "Beyler, toparlanın yola
çıkıyoruz, nereye gittiğimizi yolda söyleyeceğim" demedi.
"şimdi
ben bu orduyu kuruyorum. iyice de eğittim. Motive ettim. Nasılsa, yolun
ortasında bir kumandan gelir, nereye gideceğimizi söyler hepimize" hiç
demedi.
Hayatımın bir bölümünü, büyük markalar ve liderler için
strateji yazarak kazanırım. Bir amacınız varsa - nereye gideceğinizi
biliyorsanız, mesela bölge belliyse, bana gelip oraya gitmenin en
etkili yolu nedir diyebilirsiniz. Ama bölge belli değilse, hedef
Akdeniz değilse, hoşunuza gitmez söyleyeceklerim. Faydadan çok zarar
getirir anlattıklarım. Oysa zarar vermek değildir niyetim. Lakin böyle
öğrendim paşa'dan. "Hazırlanın. Akdeniz'e gidiyoruz" dedikten sonra,
atından inip stratejistlerini toplayıp sormuştu onlara, bu topraklara
gitmenin en etkili yolu nedir diye...
Yanlış bir strateji
sefalete sürükler peşindekileri. Bugün Istanbul'dan Ankara'ya gitmenin
en etkili yolunu belirleyen stratejist hepinizi inandırırsa "yürüyerek"
gitmenin doğruluğuna; Yorulursunuz, zaman kaybedersiniz. Şevkiniz
kırılır, yarı yolda vazgeçersiniz.
İyi analiz etmezseniz
tarihi, (ilk hedefleri akdeniz olmasına rağmen, ordu neden ege'ye
gitmiştir araştırmazsanız mesela) stratejiyi anlayamazsınız. Oysa her
şey planlama üzerine kuruludur. Ne Paşa hata yapmıştır ne de ordu
yanlış anlamıştır. "Akdeniz" demesinin stratejik bir sebebi vardır.
Paşa asla düşmana olan nefretiyle kazanmamıştır savaşı. Ülkesine olan sevgisiyle kazanmıştır. Bunu anlamak önemlidir.
Ben her oluşuma bir "marka" gözüyle bakarım. Markalar
liderlerinin vizyonlarıyla doğru orantılıdır. Bir marka yaratmak, bir
ülke kurmaya benzer. Kararlılık, cesaret ve sağlam bir strateji
lazımdır hepimize.
Öbür türlüsü iyi niyetli sohbetlerdir.