Dun suadiye cafe'deydik. Biraz is yaptık sonra gri elbiseli kızıl saçlı kadınla, 4 aralık'ta evlenecek olanı evine gonderdik. Parası olan adamı da yolladık. Antalyalı'yı yan masaya aldık, kocasını karşımıza...
Ol deyince olmak'tan başladık. Sonra fark ettik; başladığımız yer, herşeyin zaten bittiği yer. Pluto'nun okulundan çıktık, daha mütevazi bir yere demir attık. Ve orada... çok önemli bir terim öğretti bu dost bana : Detached Observer !
Hergün onlarca script'in tam ortasında buluyoruz kendimizi. Oynadıktan sonra fark ediyoruz - bu bir script. yazılmış bir senaryo. İyi de bir rolümüz olunca, kaptırıyoruz kendimizi, kaybediyoruz gerçekliği ve "baaaam!" bir de bakıyoruz rol yaptığımızı unutmuşuz, kızmışız, öfkelenmişiz, dünyanın bize yansıttığı halimizi görmezden gelmişiz, ve malesef... düşmüşüz.
Detached Observer'lar bu genellemenin dışında. Onlar kendi sahneleri gelmeden tanıyorlar script'i. Kendilerine bakıyorlar tıpkı bir başkası gibi. Alıyorlar verilen mesajı. Düzeltiyorlar kendilerini. (bazen de kutluyorlar öz benliklerini) ama asla kaptırmıyorlar ne bedenlerini ne ruhlarını.
"Çok kıskançsın" dendiğinde mesela... çıkıyorlar o bedenden, dürüst ve bağımlı olmayan bir gözlemci oluveriyorlar ve bu mükemmel reçeteyi yudumluyorlar. Eksiksiz yudumlamışlarsa bu reçeteyi, "kıskanç" kelimesi artık sadece filmlerde karşılarına çıkan eski bir script oluyor onlar için.
Being detached observer... Denemek ister misiniz ?
Hararetli bir konu konuşulurken bir masanın etrafında, konu ne olursa olsun, ister dün geceki maç, ister alışveriş... ister iyi niyetli bir çağrı, ister bir sitem - ilk cümlenizi kurmadan niyet edin önce observe etmeye sonra detached olmaya... Söylenen herşeyin sizin için sahnelendiğini düşleyin. Her kelime, her mimik, her iltifat, her sitem... sadece sizin için. Ablanız komşusu hakkında konuşurken, sizin hakkınızda konuştuğunu hayal edin. Hakeme küfredilirken,size küfredildiğini düşünün. Nerelerde sabrettiniz, nerelerde sahne aldınız not edin.Tamamen dürüst olun ve kendinizi observe edin. Sizi rahatsız eden her kelimenin içine girip kendi teşhisinizi koyun, gönlünüzün rahat ettikleriyle hiç zaman kaybetmeyin, size dokunanlara odaklanın.
Yazın reçetenizi, iyileşin. (okudunuz ya... iyileşmeye başladınız bile. Geçmiş olsun :)