
“Bir düş'ün gerçekleşmesini imkansız kılan tek şey vardır; Başarısız olma korkusu..."
En sevdiğim kitabın satır aralarına gizlenmiştir bu cümle. Hani bir kitabı elinize alırsınız da ikide bir "Evet ya... Evet ya..." dersiniz ya, işte öyle bir kitaptır "simyacı." Çocukluğunuzda okumuşsunuzdur, sonra büyüdüğünüzde, sonra büyüdüğünüzü zannettiğinizde, sonra "daha çok yolum var" dediğinizde...
Her defasında dans eder kelimeler, lezzet katar hayatınıza. Yolculuğu bilen birilerini buldunuz mu bırakmak istemezsiniz. Sanki 2 günlüğüne Paris'e gitmişsinizdir, Champs Elyses'nin ortasında çocukluk aşkınızı bulursunuz.
Hayal kurmakla "düşlemek" arasındaki farkı keşfettiğinizde mutlaka hatırlatır bu cümle kendisini. Düş kurmak "committed" olmayı gerektirir ya, yolculuğun sonunda seni ne beklerse beklesin pes etmemeyi öğretir ya, hani bütün dünya sanki sizi düşünüzden uzak tutmaya çalışır ya, işte o zaman Coelho'nun, bu kutsal kitap kopyası cümle gelsin aklınıza. Düşünüzün gerçekleşmesinin önünde duran o şüphe dolu duygu - başarısız olma ihtimali - korkudur.
Bir kitap yazıcam deyip de yazamamak ya da kitabı yazsa da kendi kitabını yazamamak, asla bir düş tohumu değildir. Olsa olsa pratik, buruk bir denemedir. Como gölünde kocaman bir ev hayal etmiş, Patogonya'da bir gecekondu yapmışsınızdır. "Düş" ince detaylara kadar nakşedilir.
...ama gün gelir, zihninize bir tohum ekilir, bütün hücrelerinizle yapmak zorunda olduğunuzu hissettiğiniz o gizemli vazgeçilmez çıkarsa karşınıza, başarısız olmaktan sakın korkmayın. Her şeyi yazan El, sizi yalnız bırakmayacaktır.
Bu sakin cumartesi akşamı, benimle yeniden buluşan Paola'ya minnettarım :) Beni okuyan herkese de büyük bir düş dilerim :) Karşınıza çıkan herkese ve herşeye alıcı gözüyle bakın, işaretlerin dilini çözebilirseniz, zihninize görkemli bir tohum ekebilirsiniz.
sevgiyle...