
Zor zamanlar için bir insan yaratılır. Kimsenin
yapamadıklarını yapabilsin, kimsenin cesaret edemediği ülkelere gitsin, derin
okyanuslarda yüzebilsin diye. Savaşlar o’nun için çıkartılır. Büyüsün, kendini
tanısın, gücüyle tanışsın, hükmetsin diye…
O’nun ışığı binlerce kilometre uzaktan seyredilir. Geceyi
o aydınlatır. Güneş erken doğar, bir an evvel kavuşabilmek için o’na.
Arkasından dua edilendir. Korunan. Gıpta edilen…
Önünde diz çökülen. Yanında olmaktan gurur duyulan. Karşısında durmaktan
korkulan, çekinilen. Bir mıknatıs gibi çeker insanları kendine.
İster ve olur. Çünkü o bir Kral’dır ve Krallıklar
“isteyerek” kurulur.
Sonra bir gün, feth edilecek hiç bir şeyin kalmadığı
bir gün, Kral hala o görkemli, tarçın rengi atının üzerindeyken, şöyle arkasına
doğru bir bakınır. Gülümser. Kendisiyle gurur duyacak bir vakit bulur. Ve işte
o an, yorulur.
Atından iner, yürümeye başlar senin benim gibi. O’nu
tebrik edecek insan çok olur. Bir de bakarsın daha çok yorulur. Sonra çekilir
altın sırmalı çadırlarından birine. Bir Kral gibi uyur, bir insan gibi uyanır.
…
Beline kadar inen kızıl saçları vardır. Zıpkın gibi
delici, yosun yeşili gözleri…
Gülümsemesi… en güçlü orduların koruduğu kaleleri zapt eder, en sağlam
kilitleri zahmetsizce açar. Gözyaşları, en acımasız savaşçıları bütün
zırhlarından soyar, çırılçıplak bırakır. Bir kere dokundu mu teninize, gün
batımının ardına kaçsanız fayda etmez. İstemezse çare yok. Sizi asla azad
etmez.
Sonra aşk şarabından içer. Gücünü nefsi için kullanmaktan
vaz geçer. Kaderin çizgisi üzerinde dimdik durabileceğini fark eder.
Çin’in en güzel ipekleri, Babil’in en akıl almaz
bahçeleri, yeryüzünün en esrarengiz güzellikleri bir kenara konse, o diğer
tarafa konmalıdır. Çünkü bütün bunlar dünyevidir. O ise İlahi. Yaratıcı’ya en
yakın ipucu o’nda saklıdır. Meleklere en çok o benzer. Adem’in yolculuğu o’nunla
başlar.
Bir Kral’ı tanımak kolaydır. Bakışı, kıyafetleri,
gururu ve orduları ele verir o’nu. Oysa bir Kadın’ı tanımak hiç kolay değildir.
Bir Kral, yükseldikçe fark edilir, bir Kadın, yüceldikçe gizlenir., halkın
arasına karışır, unutturur kendini.
Aşk şarabından bir yudum içen, bir Kadın ise eğer… bir Kral gibi uyuyup,
bir insan gibi uyanmayı istemez.