ALEVİLER, SÜNNİLER, KOMÜNİSTLER VE FAŞİSTLER...

Etiketler : Etiket Yok Kategoriler : Kişisel Yorumlar : 0 Yorum
19
Jul

Tıpkı içimizdeki organlar gibi, dışımızdaki insanlar.

Kalp gibi, damarlar gibi, gözümüz kulağımız gibi, aleviler, sünniler, komünistler, faşistler.

Nasılki her hücrenin bir görevi var. Savunması gereken bir fikri var karşımıza çıkan her insanın. O'nun görevi bu. Bu resmin tamamlanması için yapması gereken bu. Ama bütünü göremezsen çok şaşırırsın, hiddetlenir, susturmak, intikam almak istersin o'ndan. Seninle aynı fikirde değildir ama, e zıttıdır işte sendekini uyandıran. 

Tıpkı, uykun geldiğinde gözlerinin kapanması gibidir. Ya da çalar saatin çalması gibidir uyanması gerekince insan. 

 

3 Muhafız

Etiketler : Etiket Yok Kategoriler : Kişisel Yorumlar : 0 Yorum
1
Jul

Zhouzhuang’de, Savaş ve bilgelik günlerinde, İmparator’un, daima yanında bulundurduğu 3 muhafız varmış. Her birinin, yüklendiği meziyetler gereği bir ismi varmış. İlki, “gönlünden geçirdiğini önünde bulan” – ikincisi “kapısından geçenin yolunu değiştiren” – üçüncüsü “Yağmur yağarken güneşi açtıran”

İmparator, bu 3 muhafız yanında olmadan hiç bir önemli karar almaz, sefere çıkmaz, infaz emri vermez, evlenmez, niyet mektubu yazmazmış.

Bu 3 muhafız, Erdem’i (çünkü insanın, gönlünden geçirdiğini önünde bulabilmesi için mutlaka günahtan uzak, doğrudan yana olması gerekir) – Meselelere karşı yapıcı olmayı (çünkü bir işe başladığında karşına çıkacak her türlü vesvesenin, antagonist’in, olumsuz düşüncenin bertaraf edilmesi, kapından def edilmesi gerekir) – İradeyi (çünkü bütün büyük işler ilk bakışta hiç de kolay görünmez, büyük bir inanç ve iradeyle, usanmadan peşinden gitmeyi gerektirir) temsil edermiş.

Bugünlerde önemli bir karar verecekseniz, bu 3 muhafızı yanınıza almayı unutmayın. 

Gitmek için ne gerek ?

Etiketler : Etiket Yok Kategoriler : Kategorilenmemiş Yorumlar : 0 Yorum
30
Jun

Beyrut'taydım. Sonra Londra'da. Birazcık Girne'de. A evet, Bi de Cannes'da... Ama aslında, işte bu küçücük odadaydım. Hep burdaydım. Bir yerlere gitmedim ben. 

Gitmek için uçak yetmez. Otel odaları dar gelir. Konferans salonları yeterince büyük değil. 

Gitmek için bir yerden bir yere sıçramak gerek. Aradaki mesafeye bakmamak, endişe edip pişman olmamak, gözünü bile kırpmamak...

SONBAHAR İNSANLARI...

Etiketler : Etiket Yok Kategoriler : Kişisel Yorumlar : 0 Yorum
9
Jun

3 yaşında bir çocuk, yeni doğan kardeşinin yanında, dünyanın en deneyimli ablası gibi hisseder. Tabi ki kendinden daha büyük insanlar vardır etrafında. Bunun farkındadır. Ama yalnız kaldığında tam 3 yıllık hayat tecrübesiyle süzüverir kardeşini ve içinden şöyle geçirir "Ufaklık. Ne çok şey var öğrenmen gereken" 

ilkokula başlarken, kendinden 1 yaş küçük olan herkese tepeden bakar. Artık ne kadar büyüdüğü tescillidir. Üzerine giydiği önlükten, sırtında taşıdığı koca çantaya kadar herkese edayla gülümser. Tabi ki daha büyük abiler, ablalar vardır koridorlarda. Bunun farkındadır. Ama yalnız kaldığında, bu alemin kralı o'dur. (Tabi ki o'dur)

Bu hep böyledir. 16 yaşına gelip bir yılsonu konserine katılsa, müzik hakkında bilinmesi gereken herşey... 20 yaşına gelip ilk stajına başlasa, iş hayatı ile ilgili herşey... Evlense, çoluk çocuğa karışsa, ilişki yönetimi hakkında bilinmesi gereken herşey o'nun katındadır.

Kendi çıtası neredeyse, baktığında neyi görebiliyorsa, hayat böyledir zanneder. Ve malesef, modern zamanlarda yaşayan insanların çok büyük bir oranı, bu dünyaya son kez bakana kadar bu böyledir.

Etrafınıza dikkatle bakın. 3 yaşında bir ablaya, 18 yaşında bir genç kız'a, iş hayatına yeni başlayan üniversite mezununa, yeni evli çiftlere, orta yaşlı adama, yürümekte güçlük çeken sonbahar insanlarına dikkatle bakın. Neredeyse hepsinin, hayata kendi çıtalarından bakıp, onu fevkalade küçümsediklerini göreceksiniz. 

Şimdi de başınızı kaldırın, gökyüzüne bir bakın. Hayat, yukarıdan ne kadar da farklı görünüyordur kimbilir...

 

Abdullah Avcı

Etiketler : Etiket Yok Kategoriler : Kişisel Yorumlar : 0 Yorum
6
Jun

Sevgili Abdullah Avcı hocam'ın Istanbul Başakşehir Futbol Kulubü ile 5 yıllık anlaşma imzalamasından dakikalar evvel, biraz yağmurlu görünse de muhteşem bir Çırağan sabahı'nda, futbol dışında herşeyden konuştuk. 

Üzerinden yorgunluğunu atmış, hayatının geri kalanına büyük bir iştahla başlamak üzere olan bu adam hakkında, o'nu tanımadan atıp tutan çok kişi olduğunu biliyorum. Oysa o'nu tanıyan herkes, biraz zaman tanındığında mükemmel kişiliğinin, güçlü ilişki yönetiminin yanında büyük de bir sistem kurucusu olduğunu bilir.

Bilmeyenler... şimdi biraz da hafife aldıkları bu adamın yarın neler yapacağını gördükçe öğrenecektir.

DEĞİŞTİRME KARTI

Etiketler : Etiket Yok Kategoriler : Kişisel Yorumlar : 0 Yorum
1
Jun

Bazen... yeryüzündeki hiç bir kuvvet, bizi uzanmakta olduğumuz o rahat koltuktan kaldıramaz. Bazen, sabah 5'te sıkı bir duş yapar, hınzır bir gülümsemeyi yanımıza alır yola koyuluruz.

Bazen... yer yerinden oynasa, dışarıda kavga dövüş olsa, yollar kapalı, bütün planlar alt üst olsa, şu dünyada hiç bir şey neşemizi bozamaz. Bazen, en samimi arkadaşımız, bir cümleyi yanlış kursa, yüzümüzden düşen bin parça olur.

Bazen... bu dünyada ters giden her şeyi büyük bir bilgelikle teşhis eder, hayatın yeniden düzene girebilmesi için yapılacaklar listesini yayınlarız erişebildiğimiz herkese. Bazen de, karşımıza çıkan herşeyin bir sebebi olduğunu bilir ve huzurlu bir gözlemci oluruz.

İnsanız yani. İnsana dair ne varsa yaparız.

Oysa olaylar iyi ya da kötü değildir. Sabahın 5'i, erken ya da geç değildir. Bizim iç dünyamızın keyfi yerindeyse, kapımızın önünde top patlasa dert değildir.

Cennet'in de cehennemin de "bu dünyada" yaşandığına inanırsanız eğer, bir sonraki an, onu nasıl karşıladığınıza göre şekillenir.

Kendinizi istemediğiniz bir tartışmanın ortasında bulduğunuzda düşünün bunu. Çünkü ilk cümleniz, ilk öfkeniz, ilk laf atışınız, gülümsemeniz, nezaketiniz, sukünetiniz, söz konusu an'ın kapısından giriş anahtarınızdır. Ya, altından serin sular akan, gölgelikler içinde cennet gibi bir odaya girdiniz. Ya da, yerin bin kat altında, hiç ışık görmeyen, bunaltıcı sıcağın yakıp kavurduğu köhne bir odaya...

İşte size Cennet ve Cehennem... ikisi de elinizin altında. Üstelik her an kullanabileceğiniz "değiştirme kartı"yla...

 

Arama
  Ara
Twitter
Tag Bulutu
Yazar Cafe
Takvim
<September 2023>
SMTWTFS
272829303112
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
1234567
Bağlantılar