Hepimiz, dünyamızda değişmesi gereken çok şey olduğunu düşünüyoruz. Hepimiz, hiç bir insanın açlıkla, savaşla, hüzünle yaşamak zorunda kalmaması gerektiğini haykırıyoruz. Haksızlıktan, yolsuzluktan, yalandan uzak bir dünya düşlüyoruz. Hepimiz, eşitsizlikten bıktığımızı söylüyoruz.
Gerçekten böyle mi ? Biz eşitsizlikten nefret ediyor muyuz ? Kendimiz için bir şey isterken, başkası için de aynı şeyi istiyor muyuz ? Biz rakip takımla oynarken, onlar da kazansın istiyor muyuz ?
Üzgünüm ama Hayır! içimizde, değişmesini istediğimiz herşeyin bir ruh ikizi yaşıyor. Bencilliğin, hırsızlığın, sadakatsizliğin ev sahibiyiz biz. Savaşların sebebiyiz. Ayrımcılığın, açlığın, fakirliğin sebebi biziz. Anlaması da kabullenmesi de çok zor biliyorum ama... Yalancıyız biz. Dünyanın bugünkü halinden memnunuz, değişmesini istemiyoruz. Bütün bu haykırışlarımız "moda" olduğu için.
Her kavganın, yolsuzluğun, ihanetin, içimizi acıtan trajedilerin temelinde biz varız. İnkar ettiğimiz ruh ikizlerimiz. Başkalarını bırakıp kendimize bakmayışımız. Düzelmek yerine suçlamalarımız. Sukünet yerine kıpkırmızı suratlarla bağırışlarımız. Affetmek yerine intikam ateşlerimiz.
Gazetelerde okuduklarımız, internette gördüklerimiz, televizyonda seyrettiklerimiz değişsin istiyorsak, değişmeliyiz. Biz değişmek istemiyorsak dünyanın değişmesini hangi hakla isteyebiliriz ? Biz aynı kalalım. Sigortasız işçi çalıştıralım. Başka kadınlara ikinci bir ev açalım. İşimizi yalanla, rüşvetle büyütelim. Günahlarımızı Allah affetsin. Bencilliğimiz, iki yüzlülüğümüz artsın ama savaşlar bitsin, Suriyeli çocuklar yangında yanmasın, kimse aç kalmasın, altın için kimse kimseyi öldürmesin öyle mi ? Şaka mı yapıyorsunuz ?
Biz, milyonlarca gibi görünsek de aslında Bir'iz. Bugünün matematiği anlamamıza izin vermiyor ama birgün mutlaka anlayacağız. Kendimiz için istediğimizi komşumuz için de istemedikçe, bu savaşlar bitmeyecek.
Oysa biz, bu savaşları bitirebiliriz.